22 Ocak 2009 Perşembe

ANKARA HAVASI




 1960’lı yıllardan itibaren Ankara’da hava kirliliği hissedilir derecede artarak yaşayanların sağlığını tehdit etmeye başlamıştı. Havanın temizlenmesi için çeşitli çözümler üretiliyordu. Kalorifer ve sobaların gün içinde belirli saatlerde yakılması, kazan ısısı sınırlaması, bacasından siyah duman çıkartan yerlere ceza yazılması, kalorifercilerin eğitilmesi gibi tedbirler de uygulanmıştı. Bir keresinde zehirli gazların insan sağlığını tehdit edecek sınıra ulaştığında Valilik tarafından alarm verilerek başkentteki bütün kalorifer ve kömürlü sobaların söndürtülmesi, okulların tatil edilmesi uygulamasını hatırlamaktayım. Ayrıca yaşlı ve çocukların mecbur kalmadıkça sokağa çıkmamaları öneriliyordu. Evlerimizde perde ve eşyalarımız kısa sürede kurumlanmakta, ev hanımları yıkadıkları çamaşırları dışarıya asamamakta ve çalışanlar her gün giyeceklerini değiştirmek durumunda kalmaktaydı. Sağlığımız yönünden havanın uygun olmaması çalışma ve eğitim ortamında verimi düşürmekte,  bazı hastalıklarda artışlara neden olmaktaydı. Başka şehirlerden Ankara’ya gelenler havanın aşırı kirliliğini daha çok hissederek Anakara’lılara acıdıklarını ifade etmekteydi. 

Ankara’nın bu sıkıntılı ve korkutucu durumu, 1980’li yılların ortalarında temiz bir yakıt olan doğalgaz’ın gelmesiyle son bulmuştu. Isıtmada doğalgaza dönüşümün hızlı bir şekilde uygulanması, Anakara’lıların bu değişimi benimseyerek desteklemesi bir anda havanın temizlenmesine, mavi gökyüzünün ortaya çıkmasına ve dolayısıyla insanların mutlu olmalarına neden olmuş, yaşanabilir bir kent ortaya çıkmıştı.

Ankara’da nüfusun hızlı artması, araç sayısı ve sanayileşmenin kontrolsüz büyümesi yanında belediyelerin ve hükümetimizin kömür kullanışını teşvik edip, bedava kömür dağıtmaları, doğalgaz fiyatının aşırı zamlanması Ankara’da yeniden hava kirliliği sorununun hortlamasına neden olmaktadır. Bizzat Başbakan tarafından kömür kullanılmasının savunulması ürkütücü, üzücü ve düşündürücüdür.

Bizi yönetenlere T.C. Anayasasının 56. maddesini hatırlatmak istiyorum:

“MADDE 56. Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.

Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.”

Haydi göreve!

Mehmet HAMURKÂROĞLU

22.01.2009


T.C.Anayasası:

http://www.tbmm.gov.tr/Anayasa.htm